2.03.2008

Hangi Büyük?


Başarıları abartmak konusunda üzerimize yoktur. Eğer başarınız devamlı ise sizden büyük bir klüp olarak bahsedilebilir. Yoksa benim için UEFA'nın sitesinde Galatasaray ile ilgili bir haber okurken  '1999-200 UEFA Cup Winner' olarak bahsedilmesi bir gurur kaynağı değil artık. Yapmayın iki takımın da ilk 11'inden sadece 3'er futbolcu hala aktif futbol hayatını devam ettiriyor. 


Başarının devamlı olmasının yanında kafaların büyük klüp olması gerekiyor ki en zor olanı da bu sanırım. Buyrun dün Fulham'ı 3-0 yenen Manchester United'ın klubesine bakalım: Kuszczak, Ronaldo, Rooney, Pique ve Anderson. Şimdi bu satırlardan sonra ama o Manchester United demeyelim lütfen. İçinde Fenerbahçe'nin yüksek sıralarda çıktığı bütün listeleri (bknz. finansal açıdan en güçlü klüpler, Avrupa'da en çok kazanan takımlar) baş sayfalardan gözümüze sokmayı biliyorsunuz. O zaman reserve takım ile de kazanacaksınız. Reserve takım ile kazanmak için de zaten ideal 11'izde bile forvet sıkıntınız varken henüz bir futbolcu olarak rüştünü ispatlamamış olan Colin Kazım gibi birini getirip sonra ondan büyük beklentiler içerisinde olmayacaksınız. Önemli olan basit gördüğünüz maçlarda 8-9 reserve'i birarada oynatmak değil tam kadronun önüne bazen İlhan Parlak ile çıkabilmektir. Puan kaybettiğiniz ya da iyi oynamadığınız herhangi bir karşılışmadan sonra çarşamba-pazar maç oynamayı bahane etmemektir ya da 'aklımız ........ maçındaydı' dememektir.

Geldik en zor kısıma, yani kafalar nasıl büyüyecek?  

1 yorum:

herdem taze dedi ki...

reserve yerine yedek desek..